18 Mart 2016 Cuma

Ben babannemin "Yağmur çiçeğiydim"

Canım Babannem,
Babannemden öte çocukluğum. Yüzümün ifadesinden ne hissettiğimi anlayıp etrafımda pır dönen dünya tatlım. Hasta olup bayıldığımda sabaha kadar saçımı okşayıp başımda bekleyen, ertesi gün kendi hasta olup yatan bir tanem. Tırnaklarımı yiyorum diye her seferinde paparayı basan yaygaracım. Ne çok özledim seni bir bilsen. Ne kadar içim acıyor anlatamam. Sanki seni değil çocukluğumu kaybediyorum ben. Telefonum her cuma çalmıyor artık. Sesini, öksürüğünü, kahve içişini, sigara keyfini, huysuzluklarını, saçımı okşayışını, bozuk ağzını o kadar özledim ki. Şimdi sadece elimde senin yüzüğün ağlamaktan başka bir şey gelmiyor elimden. Seni ne çok sevdiğimi biliyor musun? Hissediyor musun? Hani torununun çocuğunu görecektin, hani benim çocuğuma bakacaktın. Gitme ne olur. Sen gidersen kim bana "Yağmur çiçeğim" der, kim sabahlara kadar başımda bekler hasta olunca, kim saçımı okşar, kim kucağına yatırır, kim en ufak bir marazımda ağrıyan bacağıyla Ankara'ya gelir, kim bana "sen dünya güzelisin" der. Gitme ne olur. Gitme. Elimde sadece yüzüğünle bırakma beni. Boynu bükük bırakma Yağmur çiçeğini...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder